Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sosyal medyada yapılan boykot çağrılarına yönelik başlatılan soruşturmaya sert tepki gösterdi
Özel, bu durumu hukukun temel ilkelerine ve demokratik haklara aykırı bulduğunu belirterek, boykotun toplumsal bir tepki yöntemi olduğunu ve her bireyin bu hakkı özgürce kullanabilmesi gerektiğini vurguladı.
Özel, geçmişte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da benzer şekilde boykot çağrıları yaptığını hatırlatarak, “Tayyip Erdoğan’a helal olan millete haram olamaz! 2008’de medya boykotu başlatan Erdoğan’ın ta kendisidir. Bugün boykotu kötüleyenler, geçmişte bu yöntemi savunanların yolundan gidiyordu. Şimdi ne değişti?” ifadelerini kullandı.
Özel’in açıklamaları, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın boykot çağrılarının ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ suçlamasıyla soruşturulması kararına tepki olarak geldi. Başsavcılık, özellikle sosyal medyada belirli ürünler ve markalar üzerinden yapılan boykot çağrılarının organize bir hareket olup olmadığını araştıracağını duyurmuştu. Ancak bu karar, ifade özgürlüğü açısından büyük tartışmalara yol açtı.
Uzman Yorumu.
Uzmanlar, bir boykot çağrısının suç unsuru taşımadığına ve tüketicinin bilinçli seçim yapma hakkının bir cezai yaptırımla engellenemeyeceğine dikkat çekiyor.
Öte yandan, geçmişte Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümet yetkililerinin de çeşitli dönemlerde boykot çağrılarında bulunduğu biliniyor. Özellikle 2018’de ABD merkezli şirketlere yönelik yapılan boykot çağrıları ve belirli markaların protesto edilmesi için yapılan kampanyalar hâlâ hafızalarda. Özgür Özel, bu noktaya da dikkat çekerek, iktidarın çifte standart uyguladığını savundu.
AK Parti cephesinden gelen açıklamalar ise farklı bir bakış açısını yansıtıyor. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, bu tür boykot çağrılarının ekonomi üzerinde olumsuz etkileri olabileceğini ve spekülatif hareketleri tetikleyebileceğini belirterek, “Türkiye’ye karşı ekonomik savaş açanların ekmeğine yağ sürmek istemiyorsak, bu tür girişimlerden kaçınmalıyız” ifadelerini kullandı. İçişleri Bakanlığı yetkilileri ise, toplumsal düzeni bozacak ve halkı tahrik edecek girişimlere karşı gerekli hukuki adımların atılacağını duyurdu.
Bu gelişmeler, Türkiye’de ifade özgürlüğü ve demokratik haklar konusunda yeni bir tartışmayı da beraberinde getirdi. Boykotun hukuki ve etik çerçevesi yeniden ele alınırken, hükümetin bu tür girişimlere karşı tavrı muhalefet ve sivil toplum tarafından eleştirilmeye devam ediyor. Özgür Özel ve CHP’nin önümüzdeki süreçte bu konuyu siyasi gündemde daha fazla vurgulaması ve konuyu meclise taşıması bekleniyor.
Sonuç olarak, boykot çağrıları etrafında gelişen bu tartışma, Türkiye’de ifade özgürlüğü, demokratik protesto hakkı ve siyasi çifte standartlar üzerine önemli bir örnek oluşturuyor. Önümüzdeki günlerde, bu soruşturmanın nasıl ilerleyeceği ve hükümet ile muhalefet arasındaki bu gerilimin nasıl şekilleneceği merakla bekleniyor.
