ABD ve Çinli yetkililer, Stockholm’de ticaret savaşını yatıştırma ve uzun süredir devam eden ekonomik anlaşmazlıkları çözme amacıyla ikinci gün görüşmelerine başladı. Bu görüşmelerin hemen büyük bir anlaşmaya yol açması beklenmese de, iki tarafın Mayıs ayında yapılan gümrük vergisi ateşkesi anlaşmasını 90 gün daha uzatma konusunda anlaşabileceği düşünülüyor. Ayrıca, görüşmeler, ABD Başkanı Donald Trump ile Çin Devlet Başkanı Xi Jinping arasında bir zirveye zemin hazırlayabilir.
Görüşmeler, İsveç Başbakanı’nın ofisi Rosenbad’da, Pazartesi günü 5 saatten fazla sürdü. ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, Salı sabahı, İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ile yaptığı ayrı bir görüşmenin ardından Rosenbad’a geldi. Çin Başbakan Yardımcısı He Lifeng de toplantıya katıldı.
Çin, 12 Ağustos’a kadar kalıcı bir gümrük anlaşması yapmak zorunda. Bu tarihe kadar herhangi bir anlaşma sağlanmazsa, ABD’nin uyguladığı gümrük vergileri yeniden artabilir ve küresel tedarik zincirlerinde kaosa yol açabilir. Ayrıca, anlaşmazlık bir ticaret ambargosuna dönüşebilir.
Ticaretin Son Durumu ve Zorluklar
Stockholm’deki görüşmeler, Trump’ın Avrupa Birliği ve Japonya ile yaptığı ticaret anlaşmalarının hemen ardından gerçekleşiyor. Financial Times’a göre, ABD, Çin ile görüşmeleri aksatmamak için teknoloji ihracatını sınırlama konusunda geçici bir duraklama yaptı.
Ancak, Washington’daki senatörler, Çin’in insan hakları ve güvenlik politikalarını hedef alan yasalar hazırlamakta ve bu durum, Stockholm’deki görüşmeleri zorlaştırabilir. Ayrıca, Tayvan Cumhurbaşkanı Lai Ching-te’nin ABD’ye yapacağı ziyareti ertelemesi bekleniyor, çünkü bu ziyaret Pekin’i kızdırabilir ve ticaret görüşmelerini tehlikeye atabilir.
ABD-Çin Görüşmeleri Zorlu ve Karmaşık
Önceki ABD-Çin ticaret görüşmeleri Cenevre ve Londra’da yapılmıştı ve esas olarak gümrük vergilerinin düşürülmesi ve nadir toprak minerallerinin akışının yeniden sağlanması üzerine yoğunlaşmıştı. Analistler, ABD-Çin görüşmelerinin, diğer Asya ülkeleriyle yapılan görüşmelerden çok daha karmaşık olduğunu ve daha fazla zaman gerektireceğini belirtiyor.
Washington’un temel taleplerinden biri, Çin’in ihracata dayalı modelini değiştirmesi ve daha fazla iç tüketime yönelmesidir. Bu hedef, uzun yıllardır ABD politika yapıcılarının önceliğidir.
