Altın, 2025 yılında %53 artarak ons başına 4.000 doları aşarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Uzmanlara göre bu yükselişin arkasında, dünyadaki jeopolitik gerilimler ve ekonomik belirsizlikler var — ve henüz duracak gibi görünmüyor.
Savaşlar ve ticaret gerilimi güven arayışını tetikliyor
Rusya-Ukrayna savaşı, Gazze’deki çatışmalar ve İran ile Yemen’e uzanan hava saldırıları, yatırımcıların “güvenli liman” olarak altına yönelmesini hızlandırdı. Aynı zamanda Donald Trump’ın ticaret tarifeleri, küresel ticaret dengesini sarsarken, ABD ekonomisi ve doların gücü üzerindeki endişeleri derinleştirdi.
Eylül ayında yalnızca bir ayda %12’lik bir sıçrama yaşandı; bu artış gümüş, platin ve paladyum fiyatlarını da yukarı çekti.
“Bu tür bir ralli, bize bir şeylerin ters gittiğini söylüyor,” diyor Commodity Market Analytics yöneticisi Dan Smith.
Merkez bankaları da altına koşuyor
Düşük faiz politikaları ve sınırlı faiz artışları, yatırımcıları altını değer koruma aracı olarak görmeye itti. Merkez bankaları, 2025’te yaklaşık 1.000 ton altın satın alarak rezervlerini dolardan uzaklaştırıyor. Bu, üst üste dördüncü büyük alım yılı anlamına geliyor.
Yeni bir “boğa piyasası” mı başlıyor?
Her yükselişin ardından satış riski artsa da, analistler 4.000 dolar eşiğinin aşılmasının 2026’ya kadar sürebilecek yeni bir yükseliş trendinin kapısını açabileceğini düşünüyor.
“Bugün altın fiyatlarını etkileyen her faktör aynı anda devrede,” diyor BNP Paribas analisti David Wilson. “Yatırımcılar artık ABD tahvillerine değil, altına güveniyor.”
Son haftalarda fiziksel altın fonlarına ve külçe talebine artan girişler de yükselişi destekliyor. Goldman Sachs, Aralık 2026 için altın fiyat tahminini ons başına 4.900 dolara yükseltti.
“Geri dönüş zor görünüyor”
“Belki de bu kez düşüş olmayacak,” diyor Wilson. “ABD’nin ticaret veya göç politikalarında ani bir değişim olmadan, küresel görünümde iyimserlik beklemek zor.”