Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), Nisan 2025 itibarıyla yürürlüğe giren son tarifeyle birlikte, bir ailenin ödediği elektrik faturasının yüzde 70’inden fazlasının artık enerjiye değil, dağıtıma gittiğini açıkladı.

230 kWh’lik Tüketimin Bedeli: Enerjiye Değil, Aracılara Gidiyor
EMO’nun referans aldığı 4 kişilik bir hanenin aylık ortalama elektrik tüketimi olan 230 kilovatsaat (kWh) üzerinden yapılan hesaplamada, Nisan 2024’te 476,60 TL olan fatura tutarı, 2025 tarifesiyle birlikte 595,80 TL’ye yükseldi.
Ancak bu artışın asıl çarpıcı yönü, toplam fatura içinde sadece %19’un gerçek enerji bedeli olması. Yani tüketicinin fiilen kullandığı elektriğin maliyeti 113 TL civarında kalırken, kalan tutarın %71’lik kısmı (yaklaşık 423 TL) dağıtım, iletim, sayaç okuma ve benzeri “hizmet” kalemlerine gidiyor.
Dağıtım Bedelinde %640’lık Artış!
EMO’nun son beş yıllık verileri baz alarak yaptığı değerlendirmeye göre, 2021’de benzer tüketimle 183 TL olan elektrik faturası, dört yılda %225’e yakın artışla 595 TL seviyelerine yükseldi. Ancak bu süreçte dağıtım bedelinde yaşanan artışın boyutu şok edici: %642.
Buna karşılık enerji bedelindeki artış sadece %25 civarında kaldı. Bu da, tüketicilerin esasen elektriğe değil, aracı kurumlara ve altyapı işletmelerine para ödediği anlamına geliyor.
EMO: “Bu Sistemi Kamu Yönetsin, Fiyatlar Düşsün”
Elektrik Mühendisleri Odası, bu dengesizliğin asıl kaynağının özelleştirilmiş enerji dağıtım yapısı olduğunu vurguluyor. EMO’ya göre, elektrik gibi stratejik bir hizmetin ticarileştirilmesi, uzun vadede vatandaşın aleyhine işleyen bir sisteme dönüştü.
“Enerjiye erişim temel bir haktır. Ancak bugünkü tarifeler, özel şirketlerin gelir modeli hâline geldi. Tüketici, bir kamu hizmeti için özel sektöre kâr öder hâle geldi,”
ifadelerine yer verilen EMO açıklamasında, özelleştirilen dağıtım şirketlerinin tekrar kamuya devredilmesi gerektiği vurgulanıyor.
EPDK’ye Sert Eleştiri: “Artık İşlevi Kalmadı”
EMO’nun eleştirilerinin hedefinde, enerji piyasasının düzenleyici kurumu olan EPDK (Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu) da var. Odaya göre EPDK artık kamu yararına bir düzenleyici değil, özel dağıtım şirketlerinin çıkarlarına uygun fiyat politikaları oluşturan bir yapı hâline gelmiş durumda.
Bu nedenle EMO, EPDK’nin kaldırılarak yerine Kamulaştırma İdaresi Başkanlığı adında yeni, bağımsız ve kamucu bir yapı kurulmasını öneriyor. Böylece enerji üretimi ve dağıtımı tekrar kamu denetimine alınabilir ve fiyatlar düşürülebilir.
Gizli Zamlar ve Saydamlık Eksikliği
Bir diğer eleştiri noktası ise dağıtım bedelinin içeriğine dair şeffaflık eksikliği.
Sayaç okuma, bakım hizmeti, enerji kayıpları gibi alt kalemlerin ayrıntıları açıklanmıyor.
Hangi kalemin neye göre zamlandığı, kamuoyuna açık değil.
Bu da “gizli zam” algısını güçlendiriyor ve tüketicide güven kaybına yol açıyor.
Tüketici Ne Yapabilir?
Uzmanlar, fatura kalemlerinin detaylı incelenmesini, gerekirse dağıtım şirketlerine ve EPDK’ye bireysel şikâyet başvurularının yapılmasını öneriyor. Aynı zamanda enerji kooperatifleri gibi alternatif ve yerel çözümler de tüketici lehine bir seçenek olabilir.
Sonuç: Elektrik Faturası Artık Enerji Değil, Sistem Bedeli
Elektrik Mühendisleri Odası’nın uyarısı, enerji piyasasında derin yapısal sorunlara işaret ediyor. Vatandaşın ödediği fatura, elektriği değil, sistemin aracılarını finanse eder hâle geldi. Bu durum yalnızca bir fiyat politikası değil, aynı zamanda kamusal hizmetin niteliğiyle ilgili bir sorun.