21/04/2025

Putin’den İran ile Tarihi Anlaşmaya Onay: Jeopolitik Dengelerde Yeni Dönem

Bu hamle, yalnızca ikili ilişkilerin derinleşmesi açısından değil, aynı zamanda dünya siyasetinde yeni bir denge arayışının önemli ayaklarından biri olarak değerlendiriliyor.

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile Ocak ayında Moskova’da yapılan görüşmelerde temeli atılan bu anlaşma; enerji, savunma, finans, ulaşım, teknoloji ve eğitim gibi pek çok başlıkta iş birliğini kurumsal düzeye taşıyor. Kremlin yetkilileri, anlaşmanın “sıradan bir dostluk protokolünden çok öte” olduğunu ve iki ülke arasındaki ilişkilere stratejik ortaklık statüsü kazandırdığını vurguluyor.


Tarihten Gelen Yakınlık, Modern Çağın Stratejisiyle Yeniden Tanımlanıyor

Rusya ve İran’ın tarih boyunca birçok dönemde ittifak ve çatışma arasında gidip gelen ilişkileri oldu. Soğuk Savaş döneminde farklı bloklarda yer alsalar da, 2000’li yıllardan itibaren özellikle Amerikan dış politikasına karşı geliştirdikleri ortak refleks, tarafları birbirine yaklaştırdı.

Bu yeni anlaşma, geçmişin güvensizliklerini aşan, karşılıklı çıkarlar temelinde inşa edilmiş modern bir iş birliği vizyonunu temsil ediyor. Özellikle Suriye iç savaşında aynı safta yer almaları, bu yakınlaşmanın ilk saha pratiği olarak öne çıkıyor.


Ekonomik Yaptırımlara Karşı Ortak Kalkan

Anlaşmanın en dikkat çekici yönlerinden biri, Batı’nın uyguladığı ekonomik yaptırımlara karşı koordineli savunma mekanizmaları oluşturmayı hedeflemesi. Her iki ülke de yıllardır ABD ve Avrupa Birliği’nin ağır yaptırımlarıyla karşı karşıya. Bu bağlamda ortak para birimi ile ticaret, alternatif ödeme sistemleri ve dolarsızlaştırma adımları da anlaşmanın önemli maddeleri arasında.

Rusya, SWIFT dışı ticaret sistemleri geliştirmede İran ile teknoloji paylaşımına gitmeyi planlarken, İran ise doğalgaz ve petrokimya alanlarında Rusya’dan ileri mühendislik desteği alacak. Ayrıca Rus bankalarının, İran finans sistemiyle doğrudan entegre olmasının önü açılıyor.


Enerji, Ulaştırma ve Nükleer Altyapıda Derin İş Birliği

Rusya’nın enerji devi Gazprom’un İran’da yürüttüğü projelerin kapsamı genişletilecek. Bununla birlikte, İran’ın Hazar Denizi üzerinden Rusya’ya doğal gaz aktarımı yapması da gündemde. Bu durum, enerji yolları ve stratejik boru hatları açısından yeni bir denklem ortaya koyuyor.

Ulaştırma konusunda ise Kuzey-Güney Koridoru projesi öne çıkıyor. Hindistan’dan yola çıkan yüklerin İran üzerinden Rusya’ya ve oradan Avrupa’ya ulaşmasını hedefleyen bu hat, hem ekonomik hem de jeopolitik anlamda büyük önem taşıyor. Anlaşma, bu projeye yönelik altyapı yatırımlarını ve güvenlik protokollerini de içeriyor.


Askerî İş Birliği: Dolaylı Ama Derin

Her ne kadar anlaşmada klasik anlamda bir askeri ittifak maddesi yer almasa da, savunma sanayii iş birliği dikkat çekici boyutlarda. Özellikle insansız hava araçları (İHA) ve elektronik harp teknolojileri gibi alanlarda Rus ve İranlı mühendislerin ortak üretim tesisleri kurması planlanıyor.

Sahadaki etkiler şimdiden görülmeye başlandı. Ukrayna savaşında Rus ordusunun kullandığı bazı İran menşeli silah sistemleri, bu teknolojik iş birliğinin ilk meyveleri olarak yorumlanıyor. Gelecekte ortak tatbikatlar ve deniz gücü alanında da koordinasyon hedefleniyor.


Batı Dünyasından Tepkiler ve Olası Yaptırımlar

Anlaşma, Washington ve Brüksel’de dikkatle takip ediliyor. ABD Dışişleri Bakanlığı, anlaşmanın içeriğini henüz detaylıca değerlendirmediklerini belirtse de, Rusya ve İran’ın yakınlaşmasının “bölgesel güvenlik risklerini artırabileceğini” ifade etti. Özellikle İsrail cephesi, İran’ın Rusya ile bu kadar yakınlaşmasını “tehdit unsuru” olarak nitelendiriyor.

Avrupa Birliği ise yeni yaptırımların gündeme gelebileceği mesajını verirken, enerji piyasasında oluşabilecek dengesizliklerin de masaya yatırılacağı sinyalini verdi.


Bölgesel Dönüşüm ve Çin Faktörü

Bu ortaklık sadece ikili düzlemde değil, Çin’in Kuşak ve Yol Projesi, Şanghay İşbirliği Örgütü gibi daha geniş uluslararası platformları da ilgilendiriyor. Hem Rusya hem İran, Çin ile olan ilişkilerini derinleştirirken, Pekin’in bu üçlü denklemde oynayacağı rol önümüzdeki yılların jeopolitiğini şekillendirebilir.

Çin’in özellikle Orta Asya üzerindeki nüfuzu ve enerji yatırımları göz önüne alındığında, Moskova-Tahran hattının Pekin ile birlikte Avrasya eksenli bir stratejik üçgen oluşturması artık uzak bir ihtimal değil.


Sonuç: Sıradan Bir Diplomatik Adım Değil, Yeni Bir Çağın Başlangıcı

Putin’in onayladığı bu anlaşma, yalnızca iki ülke arasında imzalanmış teknik bir metin değil; uluslararası ilişkilerdeki kaymaların, kutuplaşmaların ve yeni blok arayışlarının somutlaşmış hali olarak okunmalı. İran ile Rusya, sadece mevcut güçleriyle değil, alternatif bir dünya düzeni tahayyülü üzerinden yeni bir sayfa açmış bulunuyor.

Önümüzdeki süreçte bu ortaklığın meyvelerinin hangi alanlarda somutlaşacağını zaman gösterecek. Ancak bir gerçek var ki; dünya artık alışılmış diplomatik dengelerle yönetilmiyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak.

Önceki Yazı:

23 Nisan Tatili İçin Rota Önerileri: Çocuk Gibi Neşeli, Bahar Gibi Taze Kaçamaklar

Sonraki Yazı

Netflix Hisseleri, Güçlü Tahminle Yatırımcı Endişelerini Hafifletirken Tarife Kaygılarına Rağmen Yükseldi

Son Blog Yazıları

GitYukarı

Don't Miss

The Last Dinner Party: Aşk, Ölüm ve Müziğin Gotik Işıltısı

The Last Dinner Party, ikinci albümü “From The Pyre” ile

Cambridge’li Besteci, Einstein’a Ait Kemanı Doğruladı

Cambridge Üniversitesi’nden besteci Dr. Thomas Wingfield, dünyaca ünlü fizikçi Albert