Bu hafta Portekiz’in Sintra kentinde dünyanın önde gelen merkez bankacılarını bir araya getiren toplantının üzerinde büyük bir soru işareti dolaşıyor: ABD doları merkezli para sistemi çöküşe mi gidiyor?
ABD, Euro Bölgesi, Birleşik Krallık, Japonya ve Güney Kore merkez bankası başkanları, küresel ticaret gerilimleri, Ortadoğu’daki devam eden çatışmalar ve ekonomik politikaların enflasyon ve büyüme üzerindeki etkilerini tartışmak üzere bir araya geliyor. Ancak bu kısa vadeli meselelerin ötesinde, toplantının perde arkasında konuşulacak esas konu daha da derin:
ABD Başkanı Donald Trump’ın öngörülemez ve korumacı ekonomi politikaları, 80 yılı aşkın süredir doların egemenliğinde olan küresel finansal düzeni tehdit edebilir mi?
BNP Paribas baş ekonomisti Isabelle Mateos y Lago, aynı zamanda foruma katılacak isimlerden biri olarak şöyle diyor:
“Herkes şu an hangi dünyaya doğru ilerlediğimizi anlamaya çalışıyor. Muhtemelen kısa vadede net cevaplar alamayacaklarının da farkındalar. Asıl mesele şu: Bu kadar öngörülemez bir ortamda para politikası nasıl yönetilir?”
Salı Günü Kritik Panel: Gözler Powell ve Lagarde’da
Yatırımcılar, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell, Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde, Japonya, Birleşik Krallık ve Güney Kore merkez bankası liderlerinin Salı öğleden sonra katılacağı panelden yön gösterici açıklamalar bekliyor.
Trump’ın faiz indirimi yönündeki baskılarına direnen Powell, bu toplantının en zor konumundaki ismi olabilir. Fed’in bağımsızlığının Beyaz Saray tarafından zayıflatıldığına dair herhangi bir işaret, doların küresel rezerv para olarak güvenilirliğini sarsabilir. Her ne kadar Powell’ın konumu yakın tarihli bir ABD Yüksek Mahkemesi kararı ile güçlenmiş olsa da, Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) içinde fikir ayrılıkları giderek artıyor.
Trump’ın, Powell’ın görev süresi Mayıs 2026’ya kadar devam etmesine rağmen, yerine geçecek ismi daha önce açıklayabileceği konuşuluyor. Investec ekonomistleri, Trump’a daha yakın biriyle değişim yaşanmasının Fed’in tarafsızlığını zedeleyebileceği ve doların istikrarını bozabileceği uyarısında bulunuyor. Bu tür belirsizlikler nedeniyle, dolar euro karşısında yaklaşık dört yılın en düşük seviyesi olan 1,17’ye geriledi.
Euro’nun Fırsat Anı mı?
ECB Başkanı Christine Lagarde, artık yeni bir pozisyonda: euroyu istikrarlı ve güvenilir bir küresel para birimi olarak konumlandırmak. ECB’nin eski başkanı Mario Draghi, bir dönem euro’nun ayakta kalıp kalamayacağıyla ilgili sorulara yanıt verirken, Lagarde şimdi bu süreci bir fırsata dönüştürmeye çalışıyor ve bu dönemi “euro’nun anı” olarak tanımlıyor.
Geçmişteki şüphelere rağmen Lagarde ve birçok ekonomist, AB’nin doların hâkimiyetine meydan okumak istiyorsa mali, ekonomik ve askeri entegrasyonunu güçlendirmesi gerektiğine inanıyor. Son anketler, önümüzdeki 12 ila 24 ayda merkez bankalarının %16’sının euro rezervlerini artırmayı planladığını gösteriyor. Bu da euroyu en popüler alternatif para birimi haline getiriyor. Ancak dolar ve altına kıyasla hâlâ oldukça geride.
“Avrupa hakkında uzun süredir bu kadar iyimser olmamıştım ama bu, başarı garanti demek değil,” diyor BNP Paribas’tan Mateos y Lago.
Diğer Merkez Bankaları da Zorlu Sorularla Karşı Karşıya
Japonya, Güney Kore ve İngiltere merkez bankası başkanları da çeşitli ekonomik sıkıntılarla boğuşuyor:
- Japonya Merkez Bankası, ABD’nin uygulayabileceği tarifelerin etkisi nedeniyle faiz artırma konusunda çekimser.
- Güney Kore Merkez Bankası, konut piyasasındaki ani canlanma nedeniyle mevcut faiz indirim sürecini sonlandırmak zorunda kalabilir.
- İngiltere Merkez Bankası ise iş gücü piyasasında yavaşlama sinyalleri görülmesine rağmen, yüksek ücret artışlarının tetiklediği enflasyon baskıları ile mücadele ediyor.
KBRA Avrupa Makro Stratejisti Gordon Kerr bu durumu şöyle özetliyor:
“Görüş ayrılıkları hem oylamalarda hem ekonomistlerin analizlerinde artmaya başladı. Herkesin tetikte kalması ve hızlı tepki verebilmesi gerekiyor.”
Küresel Para Sisteminin Geleceği Belirsizliğini Koruyor
Sintra’daki bu üst düzey buluşma, sadece enflasyon ya da faiz kararı gibi başlıkların ötesinde, küresel para düzeninin yeniden şekillenip şekillenmeyeceği konusunu da gündeme taşıyor. Doların geleceği ve çok kutuplu bir finansal sistemin doğuş ihtimali, sadece bu hafta değil, önümüzdeki yılların da ana tartışma başlığı olmaya aday.