Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), bu yıl Ramazan ayına denk gelen mart ayına ilişkin Gıda Fiyat Endeksi (TEGE) verilerini yayımladı. Buna göre, Mart 2025’te Türkiye’de aylık gıda enflasyonu yüzde 3,25 olarak belirlendi. Fiyat artışının en fazla yaşandığı ürünler limon, karnabahar ve patates olurken, kıvırcık, beyaz lahana ve ıspanakta ise fiyat düşüşü gözlemlendi. İşte ayrıntılar…

Özellikle taze meyve ve sebze grubunda dikkat çeken fiyat artışları, mevsimsel geçişler ve üretim maliyetlerindeki yükseliş ile ilişkilendirildi. Mart ayında en çok zamlanan ürünler arasında domates, biber, salatalık ve patlıcan yer alırken, elma, portakal ve muz gibi meyvelerde de fiyat artışları kaydedildi. Bunun yanı sıra, et ve süt ürünleri başta olmak üzere temel gıda maddelerinde de önemli fiyat değişimleri gözlemlendi. Mart ayında en çok fiyat artışı gösteren ürün grupları arasında tahıllar, baklagiller ve sıvı yağlar da öne çıktı.

TEPAV’ın raporuna göre, Mart ayı itibarıyla yıllık gıda enflasyonu %35 seviyesine ulaştı. Bu oran, bir önceki ayın yıllık enflasyon verisi olan %30,8’den daha yüksek bir seviyeye işaret ediyor. TÜRK-İŞ ve İstanbul Ticaret Odası (İTO) gibi diğer kuruluşların açıkladığı veriler de gıda fiyatlarının yükseliş trendini sürdürdüğünü gösteriyor. TÜRK-İŞ’in verilerine göre mutfak enflasyonu Mart ayında %45 seviyesine yükselirken, İTO’nun açıkladığı Ücretliler Geçinme Endeksi (ÜGE) de gıda fiyatlarında yıllık bazda %44’lük bir artış yaşandığını ortaya koydu.
Gıda enflasyonunun artışında birçok faktör etkili oldu. Öncelikle, küresel enerji maliyetlerindeki dalgalanmalar, tarım sektöründeki girdi maliyetlerini yukarı çekti. Gübre, ilaç ve yem fiyatlarındaki artış, üretim maliyetlerini yükselterek nihai tüketici fiyatlarını doğrudan etkiledi. Aynı zamanda, döviz kurlarındaki dalgalanmalar ithal edilen tarımsal ürünlerin maliyetlerini artırırken, lojistik ve nakliye giderlerindeki yükseliş de fiyatları olumsuz yönde etkiledi.
Üretim Sekteye Uğradı
Öte yandan, iklim değişikliğinin getirdiği zorluklar ve olumsuz hava koşulları tarımsal üretimi sekteye uğrattı. Mart ayında yaşanan ani sıcaklık değişimleri ve kuraklık, bazı ürünlerin arzında daralmaya neden olurken, arz-talep dengesinin bozulması fiyatların yukarı yönlü hareket etmesine yol açtı. Ayrıca, stokçuluk ve aracılar tarafından yapılan spekülatif fiyatlandırmaların da gıda enflasyonunun yükselmesine katkı sağladığı belirtiliyor.
Uzmanlar, gıda enflasyonunun tüketiciler üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekerek, özellikle dar gelirli kesimlerin temel gıda maddelerine erişiminin zorlaştığını vurguluyor.
Artan fiyatlar, hane halkı bütçeleri üzerinde baskı oluştururken, gıda güvenliği konusunda da endişeleri artırıyor. Bu durum karşısında, hükümetin tarımsal üretimi teşvik edecek destekleyici politikalar geliştirmesi, üretim maliyetlerini düşürecek önlemler alması ve fiyat denetim mekanizmalarını daha etkin hale getirmesi gerektiği ifade ediliyor.
Sonuç olarak, Mart 2025’te gıda fiyatlarında yaşanan artış, hem aylık hem de yıllık bazda enflasyon oranlarını yukarı çekerek ekonomik dengeler üzerinde belirgin bir etki yaratmıştır. Önümüzdeki aylarda enflasyonist baskının devam edip etmeyeceği, alınacak ekonomik tedbirler ve küresel piyasalardaki gelişmelere bağlı olarak şekillenecektir. Gıda fiyatlarını kontrol altına almak ve vatandaşların alım gücünü korumak için kapsamlı ve sürdürülebilir çözümler hayata geçirilmelidir.